Köşe Yazısı: Bizim Hakemlerimizi Beğenmezler Ama...

Bu hafta www.haberhurriyeti.com sitesinde sevgili Metin Abimiz hakemlerle ilgili güzel noktalara değinmiş.. İşte o yazı:

Orta parmağını sallayanı mı ararsınız, sahaya işeyeni mi, bolca var, seç beğen al. Bizimkiler ise tabak gibi penaltıyı göremez maçın içine eder, ama sahaya asla...

HAKEMDE BİR HAL VAR;
Aşırı stres, haksız eleştiri, medya, tribün, kulüp baskısı, yalnızlık duygusu, kendi içlerindeki adaletsizlik derken, hakemlerin de futbolculardan bir farkı kalmadı, eşitlendiler. Futbolcular herşeye tepki gösterip, haksız da olsa, artistlik de yapıp, kitleleri çok rahat kandırıp ve arkalarına almayı başarırken, hakemler de sıkıntılarını içlerine atmamaya başladı. Dışarı vuruyor, ayaklandılar. Devamı gelir, bu hareketlerin, bekleyin, göreceksiniz. Ünlü hakem Massimo Busacca, İsviçre’de oynanan 1-0’lık skorla devam eden Baden-Young Boys maçında, konuk ekip seyircilerine, ikişer parmağını kapatıp, orta parmağını gösterdiği için kıyamet koptu. Bu işler böyle maalesef, seyirci her türlü pisliği yapar, bilmem kaç yıl önce vefat den büyüklerimize küfreder, beşikteki yavrularımıza pislik, çirkef ağızlarıyla taciz eder, tecavüz ederler, bir de üstüne gülerler, ‘Durun ne yapıyorsunuz ?’ diyen çıkmaz hakemler yapınca da ‘Vurun kahpeye’ misali saldırırlar, yok ya sevsinler. Tamam, hakem asil insandır öyle de olmalıdır, ne olursa olsun karşılık vermemelidir. Ciğeri beş para etmez kendini sporsever sanan, üç kuruşluk taraftarın seviyesine inmemesi gerek ama, olmuş işte. O da bir insan, tıpkı kendini insan sananlar gibi. Zaten özür de dilemiş, hareketinin farkında bile olmadığını açıkça ifade etmiş. Bu da bir erdem, hatasını farkediyor ve özür diliyor. Siz beyni bacak arasında veya arkada iki loplu bölgede olan bir seyircinin hiç, hakemden özür dilediğini gördünüz mü ?.

‘SEYYAR TUVALET’ KONULSUN;
Sonunda bu da oldu. Katar Ligi’nde Al Gharrafa – Al Khor maçı oynanıyor. Tam köşe vuruşu kullanılırken, maçın hakemi atışı durdurup, kalenin cezayayına yakın olan bölümünde def’i hacetlerinden küçük olanını yapıyor. Adı küçük ama, hakem büyük bir rahatlama yaşıyor. Maç da kaldığı yerden devam ediyor, kameralar da bu muhteşem görüntüyü kaydediyor. Hemen sallamamak  ve de ayıplamamak gerek. Hiç başınıza gelmedi mi, otobüste, minibüste filan. Gelmiştir, gelmiştir utanmayın ayıp değil. İnsanlık hali. Arap hakem, maçtan önce aşırı derecede sıvı almış olabilir, şeker hastası olup saklamış olabilir, erkek ya prostatik sorunları olabilir veya olmaz ama bira içip maça çıkmış mıdırki ?. Hangisi acaba, mutlaka bir sebebi vardır. Ne yapsaydı, 35 dakika daha nasıl tutsun, sıkıntıyla yöneteceği maçtan hayır mı gelir, doğru karar veremez. En iyisi, ‘Su molası’ veriliyorsa, sıkıntısı olan için, ‘İdrar yapabilme özgürlüğü’ de tanınmalı. Hakemler, futbolcular, yedek kulübesindekiler için. Fena olmaz. Heryere konuyor, konserlere, parklara, saha kenarına da konsun. İnsanız, büyük konuşmamak, dalga geçmemek gerek. İdrar bu, ne zaman, nerede, hangi şartlarda, nasıl yakalayacağı hiç belli olmaz. Ayrıca da tutmamak gerek, en iyisi de koyver gitsin...

BİR KERE DE YAPTIM DESELER;
Galatasaray – Kasımpaşa maçında, okkalı penaltıyı görmeyen hakeme yükleniyor şimdi herkes. Göremedi, görmedi, veremedi doğru, Metin Şentürk bilmem kaç kilometre hızla yapıp, rekor kırmayı deniyor. Bizim İlker, burnunun dibindeki penaltıyı görmüyor. O taraftaki kıdemsiz yardımcı hakem, 4.hakem ne iş yapar, o kadar da para alıyorlar. Aslında yeni başlaması planlanan tam da 5.hakemlik bir pozisyondu. Neyse; bu işin hakemlik tarafı, zaten 5 maçta ceza geliyor. Başka bir boyuttan bakalım, pozisyona. Ali Güneş, Fenerbahçe’den, Beşiktaş’tan gönderildi, yaşı da ilerliyor. Ligden düşecek gözüyle bakılan Kasımpaşa’ya gitmiş. Bu Galatasaray’ı sabaha kadar oynasalar, yenemeyecekleri kesin. Futbolun sonuna gelmiş, reklamı bitmiş, havası sönmüş, sudan çıkmış balık gibi. Al sana büyük bir fırsat işte, bari reklam için bunu yapsa. Herşeyi yaparlar reklam için oysa. Şimdi kahramandın, dünya medyası seni yazıyordu. Dünya Fair Play ödülünü de kapardın. belki de sırf bunun hatırına son bir bomba patlatıp, transferde parayı kapardın. Kalktı tren elle salla bari, eyleme beni. Topa uzandın, tut elinle penaltı noktasına koy, ’Hocam penaltı, beni atman gerek’  de ve aslanlar gibi kırmızı kartını gör, başın dik çık sahadan git. Şimdi ne oldu, gencecik İlker Meral’i yaktın, sen de tarihi fırsatı kaçırdın. Maçtan sonra, ‘Evet penaltıydı’ demekle delikanlı olunmuyor oysa...

PENALTICI TARAFTAR REKOR KIRDI;
Rusya Ligi’nde Saturn, Spartak Moskova karşısında 2-1 önde. S.Moskova, penaltı kazanıyor, Alex topun başında. Hakem düdüğü henüz çalmamış. Tribünden atlayan seyirci saha giriyor, koşuyor, vuruyor, top ağlarda. Şovunu yapıyor, koşuyor da koşuyor. Penaltı kararıyla atış arası 10-15 saniye sürer fazlası yoktur, yoğun itiraz yoksa eğer. Koca göbekli, kot pantolonlu, kösele ayakkabılı adam, tribünden atlayıp, 56 metre 20 santimetre koşuyor. Depara bakar mısınız ?. Engelli atlama, slalom, kısa mesafeli koşu hepsi birarada. Triatlon yapıyor mübarek. Kolay değil, o sürede koşmak, üstelik de uygunsuz kıyafet ve şartlarda, Usain Bolt’a nazire yaparcasına. Gelelim kural kısmına. Atış kullanılmadığı için gol sayılamaz, olamaz. Atış tekrarlanır. Taraftar 3.şahıs, dış etkendir. Oyunla hiçbir alakası olmayan kişidir. Eğer, penaltı atışında top, kaleci ile atışı kullanan arasında ilerlerken, topa vursaydı yine atış tekrar olurdu. Ancak, top, kaleciden, üst direkten, yan direklerden geri dönüp, vurulsaydı. Bu kez atış tekrar olmazdı, taraftarın topa dokunduğu yerden hakem atışıyla oyun başlardı. Bizde de maşaallah, Diyarbakır Atatürk Stadı’nda, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda seyirci sahaya indi, kimisi futbolcunun bacağına sarıldı, kimisi hakem kovaladı, yol geçen hanı ya. Bir tek penaltı atışı kullanılmadığı kaldı, bakalım onu kim yapacak. Bekleyelim, görelim.Taklitçiyiz ya, penaltı kullanacak seyirci gerek bize, hemen şimdi.

27 / EYLÜL / 2009 METİN AYDINOĞLU

www.haberhurriyeti.com