MANİSA: Horozköy - Soma Spor Müsabakası izlenimleri

Yazdan kalan bir sonbahar gününde Ertuğrul Dilek Spor Tesisleri’nde ligin ikinci haftasında Horozköyspor’un şampiyonlukta iddialı olan rakibi Somaspor olacaktı. Tesislere varınca öncelikli olarak Somalı spor adına ve amatör spora hizmet eden Cevdet Bey’ e hoş geldin deyip  sohbet etme imkanı buldum. Sağ olsun kendisi de başkanı ve yönetim kurulu üyeleri ile tanıştırdı. Genç, dinamik bir yönetim kurulu görmem de beni sevindirdi. Diğer tarafta da Osman Bey ve Horozköyspor’a yapılan yatırım Ve kurt Hoca Metin Taşkın’ın olması da iddialı bir Horozköy izlenimi veriyor. İlk haftada Horozköy deplasmanda Saruhanlı Belediyespor’a 1–0 mağlup olmuştu. Bu müsabaka onlar için oldukça önemliydi. Somaspor ise Süleymanlı Belediyespor’a 5–0 yenmişti ve moraller yerindeydi. İki takım açısından şampiyonluk yolunda da önemli bir müsabakaydı. Ayrıca geçen sezon bu iki takım arasında oynanan ve sıkıntılı geçen müsabakalar ve yaşananlar da akıllarda kalmıştı. Bu arada her şey futbol adına mükemmeldi. Seyirci açısından da Soma sanki ev sahibi konumundaydı. Güvenlik te tamdı.
.
Müsabakaya Somaspor hızlı başladı. İlk 10 dakikada merkez ve kanat atakları ile golü aradı. Gününde olmayan Atilla son vuruşlarda etkili olamıyordu. Horozköyspor ise hızlı olan Alaattin ve Santrafor bölgesindeki Şerif’e atılan toplarla 8ve 16. dakikalarda girdiği pozisyonları değerlendiremiyordu.30.dakikada yine defans gerisine atılan topa yetişen Alaattin golü buluyor ve takımını 1–0 öne geçiriyordu.41.dakikada yine Somasporlu Atilla altı pas içinde yakaladığı pozisyonu golle sonuçlandıramıyor ve ilk yarı 1–0 Horozköyspor’un galibiyeti ile sona eriyordu.

İkinci yarıda Horozköy skoru korumak için geriye yaslanınca Somaspor’un atakları sıklaşıyordu. 50–59.-66.dakikada yine yakaladığı pozisyonları Atilla ile cömertçe harcıyordu. Somanın sağlı sollu ataklarında Horozköy savunmasında Tolga ve Yakup’un havadan ve yerden geçit vermemesi de skorun değişmesini engelliyordu. Bu arada Alaattin’de 55.dakikada önemli bir fırsatı Horozköy adına değerlendiremiyordu. Oyunun da sık sık sakatlıklar nedeniyle durması da ikinci yarınında seyir zevkini de iyice düşürüyordu. Müsabakanın hakemleri de başarılı bir müsabakaya imza atıyorlardı. Volkan Narinç’in 6 dakikalık uzatması da yerindeydi. Ancak Somanın golünün de90+4 te gelmesi de Horozköy adına üzücüydü.

Son dakikalarda ve müsabaka bitiminde tribünde yaşananlar da hoş değildi. Soma taraftarının attığı bir ses maytabının bir çocuğun yanında patlaması da üzücüydü. Bu çocuğumuzun bu yüzüne gelse belki hayatı boyunca unutamayacağı bir gün olacaktı.Lütfen artık  duyarlı olalım.Bu çocuğumuz Somalı da olabilirdi. Bunun yanında Horozköylü taraftarların da su atması ve polisle tartışması da futbol adına üzücüydü.

Soma taraftarının SİN KAFLI Tezarühatları da hiç hoş değil ve buna da gerek yok zaten. Büyük takım sahada çıkar topunu oynar ve her şeyi orada bitirir. Taraftar da önemli. Zaten Soma bunu başarmış. Ancak karşı takımı rencide edici ve sürekli sin kafa hiç gerek yok. Bunu geçen yıldan beri izlediğim 9–10 Soma müsabakasında da gördüğüm için dipnot olarak düşmek isterim. Zaten Horozköy Başkanı Osman Bey Ve yöneticilerinin müsabaka sonrası sitemi de kötü tezarühatla ilgili oluyordu.

Horozköy açısından ise ilk iki hafta beklenen şekilde geçmiyordu. Özellikle forvet hattında Şerif’in sırtı dönük oynayamaması, orta alanda Ferhat’ın ve Aykut’un yeterli katkıda bulunmaması ve ileride topu tutamamak. Bunların yanında ise kusursuz oynayan bir savunma bloğu. Yıldızlaşan ve adeta set görevi yapan Yakup. Bu sporcuyu özellikle profesyonel kulüplerimizin daha dikkatli izlemelerini isterim. Ne olursa olsun semt takımı olarak Hozrozköy bu ligde ses getirecektir.

Her şeye rağmen bizlere böyle bir günü ve heyecanı yaşattığı için iki takımın sporcu ve yöneticilerine ve antrenörlerine teşekkür ediyorum. Ligin başında ne şiş ne kebabın yanmadığı bir müsabaka oldu. Soma açısından ise kötü oyuna karşı alınan bir puan önemliydi. Belki bu puan ile şampiyonluk gelirse o zaman kıymeti de artacaktır.

Hepinize İyi Günler.
Muharrem KAZER