9 Aralık 2009

Hakemler: Yavuz Karaozan: Maç satmadım



Narkozun etkisinden çıkamamış başkan ile gündeme gelmek isteyen bir kaptan eskisinin palavrası olarak kabul ediyorum bu iddiaları. Çok iyi ayarlanmış bir senaryo olarak görmek istiyorum. Öyle değil mi Yavuz ağabey, palavra değil mi bütün bunlar, yalan, dolan, entrika?

Gençlerbirliği Başkanı Cavcav İlhan’ın, durdu durdu çenesi yine açıldı.
Belirli sürelerde yapar böyle, varlığını ispatlamak zorunda hisseder kendisini, unutulmak acıdır bu gibiler için.
Bir başkan şike teklif etmiş ama o hayır demiş, sonra o başkan iki futbolcusunu satın alıp, maçı kazanmış.
O da ne yapmış, iki futbolcuyu bularak, kulüpten uzaklaştırmış.
Çok dürüstmüş, şikeye hayır demiş, şikeye yapan futbolcularını da kovmuş.
Anlat, anlat heyecanlı oluyor.

* * *
Sonra ‘iki ucu gaitalı değneği’ bu kez Cavcav’ın topçusu, takımının kaptanı Halil İbrahim Eren aldı eline.
Kendisine değmesin diye, değneği ortasından ve gövdesine paralel tutarak, demeç verdi.
Cavcav, maç öncesi soyunma odasına girerek, ‘Hakemi satın aldım, ayarladım, penaltı verecek işlem tamam, maç bizim’ demiş kaptanı H.A.E’ye.
Bu HAE de, ropörtajda derki; ‘Gerçekten de öyle oldu. Hakem Y.K penaltı verdi. Pozisyon cezaalanı dışında idi, içeri taşıdı, penaltı düdüğü çaldı. Maç ta 2-2 bitti’.
Dikkatinizi çekerim, maç 23 yıl önce oynanmıştır, jeton anca düşmüştür.
Başkan Cavcav, bir dizi ameliyattan çıkmıştır, ilerleyen yaşı da etken olmak üzere hala narkozun etkisindedir.
Peki; kaptanına ne oluyor ?.
O da bir gazeteye yazar olarak kapağı atmak mı istiyor acaba ?.
Ne de olsa o da bir eski futbolcu, yazamasa da yazar olmak onun da hakkı.
Kıskançlık damarları kabarmıştır, devler ligine bile çağırılmadı ya.
Merak etmeyin Ercan Saatçi, birkaç hafta sonra ona da Hürriyet’te yazdırır.
Kaptanın aklına nereden gelmiş penaltı pozisyonu, binlerce maç içinden üstelik.

* * *
Öyle olsa bile çocuklarına haram para götürdüğünü, yedirdiğini nasıl söyleyebilir, bu ne pişkinlik ?.
Her zaman olduğu gibi ‘el yakan top’ yine hakeme bırakılmıştır.
Kendilerini aklamak için, hakemleri günah keçisi olarak kullanıp, maymuna çevirirler böyleleri.
Hakemlerin üzerine bu dedikoduları yıkmakta pek de mahirdirler.
Ben de, ‘önce insan sonra gazeteci’ olan ve hala gazeteci ruhu taşıyan bir hakem eskisi olarak, böyle bir şeye asla inanmayacağımı, inanmak istemediğimi öncelikle belirtmek isterim.
Haber adı geçen YK kod adlı hakemimizle görüştüm.
Bu kişi, Yavuz Karaozan.

* * *   
Emekli astsubay, İzmir Bölgesi hakemi, şimdinin Süper Lig gözlemcisi.
Dernek seçimlerinde listesine beni de almıştı geçmişte.
Severim, iyi insandır, yardımcı hakemliğini yapmışlığımız da vardır.
Konuyla ilgili görüşlerini sorduğumda şu yanıtı verdi;
‘Haberi ilk önce görmedim, söylediler. Yakından takip ediyorum, son derece iğrenç yakıştırmalar. O adı başkan ile görüşmüşlüğümüz bile yok. Asla böyle bir konu olmadı, konuşma bile geçmedi. Palavra ötesi bir karalama. Asla ve asla maç satmadım, satmam. Şerefli hakem kıyafetini giyip böyle bir şey yapacak adam da değilim. İddiaları  şiddetle kınıyorum ve reddediyorum. Gerekenleri mahkeme kanalı ile halledeceğim. O penaltı pozisyonunu hatırlıyorum, evet verdim, her zamanki gibi sıradan, rutin penaltılardan. Hesap, kitap, ayarlanmış bir şey olması mümkün değil. Akşama tvden izleyince pozisyonun cezaalanı dışında olduğunu gördüm, çok üzüldüm, kahroldum. Bu da hakemliğin kaderi.  Kararım hatalıymış ama asla birileri istedi diye vermedim, hatalı da olsa sadece ve sadece kendi kararım. Bu çirkinliği yapanlar, çirkefe beni alet etmek isteyenler, çamur atanlar adalet önünde hesap verecekler. Adli olarak gereken ne ise yapılacaktır. Sonuna dek bu olayın peşini bırakmayacağım’.
Evet okudunuz.

* * *
Ancak; sevgili Yavuz ağabey, büyüğüm, hocam ile görüşmedim, böyle bir demeç de vermedi.
Arama ve konuşma gereği duymadım.
Salakça ve ahmakça iddialar, haber değeri olmayan şeyler.
Peki; o kaptan son dakikada bacak arasından geçen topu ıskalayınca, önleyemediği gole ne diyecek, rakibi o golle kümede kaldı da.
Görüşmesem de, Yavuz ağabeyin zaten söyleyeceği sözler de bunlar, eminim.
Canı şimdi çok sıkkındır, medyaya çıkmayı pek sevmez.
O’nun hissettiklerini kaleme aldım, bu yazının ardından, diğer medya onun peşinde koşar şimdi.

* * *
Onlara demeç verir mi bilemem ama, görüşüp halini hatırını mutlaka sorarım merak buyurmayın.
Böyle bir haberi dedikodu olarak görmek istiyorum, kabul etmek istemiyorum.
Narkozun etkisinden çıkamamış başkan ile gündeme gelmek isteyen bir kaptan eskisinin palavrası olarak kabul ediyorum.
Aynı zamanda çok iyi ayarlanmış bir senaryo olarak görmek istiyorum.
Öyle değil mi Yavuz ağabey, palavra değil mi bütün bunlar, yalan, dolan, entrika ?.

* * *
Ben sanan inanmak istiyorum, inanıyorum.
Doğru söylüyorsun di mi Yavuz ağabey ?.
Sana da inanamazsam, kime inanacağım şu hakem camiasında ?.
Beni hayal kırkılığına uğratma ne olur, penaltı sadece pozisyon hatası, hakem hatası di mi Yavuz ağabey ?.
Konuşsana ne olur bir şeyler söyle…

Tek ve tekbaşına hakem
Karaozan davacı oldu

Alır maç topunu elimize, ‘Allah utandırmasın’ der çıkarız sahaya.
Dörtköşe yerde neyle karşılaşacağımız hiç belli olmaz.
Tribünlerde bulunan adına seyirci denenler, seyretmek dışında herşeyi yapabilecek potansiyeldeki insanların önünde, sınava çıkarız.
Bilseler gam yemeyiz ya neyse...
Onlara yaranmak için uğraşırsan, maskara olduğunun resmidir.
Saha kenarındaki yedek futbolcular ve teknik adamlar da yarı seyirci konumdadırlar, olayın içinde tam olamadıkları için de onlar daha heyecanlıdır.
Biri galibiyet bekler, diğerleri oynamamanın acısını yaşar.
Saha içindekiler ise aslında en masumu onlar.
Çoğu canla başla mücadele verir, olaya kendilerini çok rahat kaptırabilirler.
Bir de yönetici milleti vardır.
Çoğu iyi niyetlidir, temizdir, ama ya diğerleri ?.
İşte; bu grubun içinde ne için başkan ve yönetici oldukları bile belli olmayanlar bulunduğu için her an herşey yapabilirler.
Hakemlik ve gözlemcilik yaparken, çok akıllı olmanız, kendinizi sağlama almanız, ilerleyen yıllarda da başınızın ağrımaması için dikkatli olmanız şart.
Şeytani bir zeka olması gerek, ama karşıdakiler gibi şeytanlık yapmayan.
Tabiiki de kendinize güveniyorsanız, medeni bir insan gibi ilişkiler zaten olacak, kaçmak veya korkmak ta değil çözüm.
Zaten karşınızdaki düzenbazın niyeti de iki dakikada belli olur.
Yılda iki kez saçma sapan şike safsataları çıkar.
Birileri sırıtır, üzülen her zaman da hakemler olur.
KARAOZAN mahkemeye gidiyor, ‘eline çamur bulaştırılmaya çalışılan’ eski hakem hakkını mahkemede arayacak.
Tek ve tekbaşına olan Karaozan, eski hakem Av.Somer Karakaş ile adliye yolunu tuttu.
Umarız bir şeyler çıkar.
Dernek genel merkezinden ve İzmir şubesinden ses çıkmazken, eski hakemimiz yargı yoluna kendi imkanlarıyla gitmeye hazırlanıyor.
İşi zor, biri, ‘ben soyunma odasında futbolcularıma öyle demedim’ diyecek.
Diğeri, kaptan olanı, ‘Yanlış anlaşıldım, öyle sanmıştım’ diyecek, gazetecilere sallayacak.
Kaldı mı tek başına bizim Yavuz ağabeyimiz, nasıl ispatlayacak kendisini.
İki çok bilmişin karşısında işi gerçekten çok zor, Allah yardımcısı olsun.
Ben kendisine güveniyorum, benim gönlümdeki Yavuz ağabey temiz ve dürüst insandır.
Elde belge, ispat olmadığına göre de insan olarak tercihimi Yavuz hocamdan yana kullanıyorum, en azından bu aleminin içindekilerden, hem de o iki kişiden hayli hayli, kat be kat çok daha temiz onu biliyorum.

Şansın bol olsun.


METİN AYDINOĞLU / 3 Aralık 2009 www.haberhurriyeti.com

0 Yorum:

Kural18.net Hakem Alışveriş Sitesi