3 Ekim 2009

Diyarbakır Spor ve Barcelona




Barselona'yı biliyorsunuz.
Hiç şüphe yok ki dünyanın en büyük bir kaç kulübünden biri.
Muhteşem bir stadı ve o stadı dolduran muhteşem bir seyirci kitlesi var.
Bunun yanında muhteşem bir kültüre de sahip Barselona. Adeta bir futbol medeniyeti.

***

Barselona'nın bunca bilinip cazibe merkezi olmasının sebeplerinden birisi de taşıdığı politik kimlik.
Öyle ki Barselona, aslında futbol kulübü görünümlü bir siyasi parti!

***

Barselona, İspanya'nın kuzeydoğusunda bulunan Katolonya bölgesinin en büyük kenti.
Katolonya'da Katalanlar yaşıyorlar ve bunlar neredeyse ezelden beri İspanya'dan ayrı bir devlet kurmak için çabalıyorlar.
Bask bölgesi gibi ETA benzeri bir silahlı örgütleri yok Katalanlar'ın. Zira Katalanlar'ın "F.C. Barcelona"sı var!

***




Katalanlar o kadar ayrımcılık taraftarı ve kulüplerini o derecede sembol olarak görüyorlar ki, kulüp renkleri olarak kendi milli renklerini seçmişler.
Yakın zamana kadar da bu formaya reklam almıyorlardı sırf "mili forma" sayıldığı için. Şimdilerde almaya razı oldukları reklam ise UNİCEF'e ait!
Barselona takımının kaptanı yabancı bir futbolcu olamıyor mesela. İspanyol olması zaten mümkün değil.
Yani ki Barselona'nı kaptanı ille de Katalan olmak zorunda!
Şu anda Barselona'nın teknik direktörlüğünü yapan Guardiola da bir Katalan ve takımın eski kaptanı.
"Barselona bizim mücadelemizin simgesi. Biz silahlı mücadele yapmıyoruz. Mücadelemizi futbolla yapıyoruz" sözleri de aynı Guardiola'ya ait!

***
Özetle, futbol Katolonya'da asla sadece bir oyun değil.
Futbol, futboldan öte bir şey; Barselona da bir kulüpten öte.

***

Katalanlar, futbolun sadece bir oyun olduğu gerçeğini ya bilmiyorlar veya bilmek istemiyorlar.
O yüzden bir keyif aracı olan bu spor dalına hiç de alakası olmayan bir kanaldan bindirme yapıyorlar.

***

Halbuki Barselona'da yapılan düpedüz ırkçılık.
Ama yapılan iş -ırkçılık da olsa- futbol vasıtasıyla icra edildiği için göze sevimli geliyor.

***


Katalanlar'ın futbola siyaseti karıştırmaları sadece kendilerine mahsus bir şey değil.
Bu abes işle İspanya dışında ilgilenenler de var.
Bu ilgilenenlere bizim memlekettekiler de dahil tabii.

***

Diyarbakırspor'la Barselona'nın kaderi de işte bu noktada birleşiyor.
Aslında bu iki kulübün birbirleriyle hiç alakası yok.
Yani ortada amiyane tabirle "kel alaka" bir durum söz konusu.
Ama Türkiye'nin müzmin rahatsızlığı olan cahillik yüzünden her şey birbirine karıştırılıyor ve o hengamede birden Barselona ile Diyarbakırspor aynı kategorideymiş gibi değerlendirilmek isteniyor.

***

Malum en son Bursaspor-Diyarbakırspor maçında ortaya çıktı bu "kel alaka" durum.

***


Ne yaptı Bursaspor'un "Teksas" ve "Radikal" taraftar grupları?
Maç boyunca "Kahrolsun PKK" ve "PKK dışarı" diye bağırarak kendilerince milli bir vazife ifa ettiler.
Hani PKK eylemleri Güneydoğu'da çok ya, Diyarbakır da güneydoğunun en büyük şehri ya, birden PKK ile Diyarbakır ve  o şehrin takımı Diyarbakırspor ile irtibat kuruluverdi.
Maç boyunca bağırdılar ya, zaten hazır kahrolmak için bekleyen PKK da kahroldu. Öyle askeri operasyona filan da gerek kalmadı.
Artık gönül rahatlığıyla Bursa'nın şahdamarı Altıparmak Caddesi'nde zafer yürüyüşü yapılabilirdi.
Teksaslılar da öyle yaptı!

***

Aynı kel alaka durum ters anlamda da var.
Yani nasıl ki Bursa'da ırkçı-türkçü bir az gelişmiş kafa varsa aynı kafa bu defa ırkçı-kürtçü olarak Diyarbakır'da ortaya çıkıyor.
Bursa'daki azınlık gibi Diyarbakır'da da azınlık olan bu zihniyettekiler de Diyarbakırspor'un bir Kürt takımı olduğunu ve dahi kulübün Kürdistan'ı temsil ettiğini söylüyorlar.
Diyarbakırspor'un renkleri olan kırmızı ve yeşil Diyarbakır karpuzundan mülhem olduğu halde bu ırkçı-kürtçü kafa, kulübün renkleri ile PKK'nın renklerini bir tutabiliyor.

***

Oysa ki gerçek hiç de öyle değil.
Dedik ya müzmin hastalığımız cahillik diye.
İki ırkçı kafa da cahil.
Kaldı ki zaten ırkçılık ideolojik anlamda hep cahil kalmış bir zihniyet.
Irkçılık akıl ve mantıktan ziyade kuru heyecanla hareket eden ve taraftarlarını da bir dolduruşa getirip harekete geçiren bir akım türü.
Her memlekette böyle.
Yani Hitler'in kafasıyla, oğul Bush'un kafasıyla bizim memleketteki ırkçı-türkçü ve ırkçı-kürtçü kafaların arasında zerre miskal fark yok.
Bunların hepsi birden "cahillik kardeşliği" ana başlığı altında toplanabilir.

*** 


Futbolun siyasetle birleştirilmesinin abesliği zaten ortada.
Buna bir de Diyarbakırspor'un özellikleri eklenince ortadaki cehaletin vahameti daha da ortaya çıkıyor.
Çünkü;
Diyarbakırspor'a en büyük desteği devlet veriyor.
Diyarbakır Valiliği elinden geldiğince maddi - manevi desteğini esirgemiyor bu kulüpten. Öyle ki kulüp yöneticisiz kalınca bir vali yardımcısı kulüp başkanlığı görevini yürütüyor.
Diyarbakırspor taraftarları asla kürtçe tezahurat yapmıyor. Maç boyu söyledikleri şarkılar-türküler hep türkçe.
Sonra Diyarbakır'da bir efsane haline gelmiş olan bir Gaffar Okkan gerçeği var.
Diyarbakır İl Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı dönemde Gaffar Okkan'ın Diyarbakırspor'un Süperlig'e çıkması için ne çabalar sarfettiği bugün bile anlatılıyor.
Kaldı ki Diyarbakırspor'un tesislerinin adı da "Gaffar Okkan Tesisleri" tabelasını taşıyor.
Ve Diyarbakırspor taraftarları her maçtan sonra stadyumdan şehrin kalbi durumundaki Ofis semtine giderken Ekinciler Caddesi üzerinde bulunan İl Emniyet Müdürlüğü binasının önüne geldiklerinde hep bir ağızdan "Gaffar Okkan! Gaffar Okkan'" diye tezahuratta bulunuyor!

***

İşte bu gerçekleri ırkçı kafalar bilmiyor.
Bilmeyince de abesle iştigale devam ediyorlar.
Sesleri de çok çıktığından bu cehalet rüzgarının kaldırdığı toz bulutu gerçekleri üzerini örtüyor.

***


Bu satırların yazarı Bursa'da da yaşadı Diyarbakır'da da.
İkisi de kadim şehir.
İkisi de kutsal vatan toprağı.
İkisi de çok büyük bilginler yetiştirmiş, zarif insanlara yurtluk yapmış.

***

Fakat şu anki insaniyetsiz cahilliğe bakınca ister istemez soruyor insan;
Kahir ekseriyetleri olmamakla birlikte;
Evlatların böyle mi olmalıydı Diyarbakır?
Veya, mirasçın olmak bunlara mı kaldı Bursa?

***

Ve sana da sormak lazım şimdi, sırası gelmişken;
Top yuvarlak değil midir Tanrı aşkına, ey Barselona?


Abdullah MOLLAOĞLU

0 Yorum:

Kural18.net Hakem Alışveriş Sitesi