“Devletin işi her zaman yürür” diye bir tabir vardır bizde. Mesleğimde seneler geçtikçe, Devletin yapısını daha iyi anladıkça bu sözü söyleyen kişinin Devletin işleyişi konusunda çok büyük bir tecrübesi olduğuna kanaat getirdim. Devletin işi her zaman yürür, hiç kalmaz. Bazen yavaş işler bazen kötü işler ama hep yürür. Bu devletin yüzyıllar boyunca o kadar arbedelerden geçtiği halde nasıl hala dimdik ayakta kaldığını artık daha iyi anlayabiliyorum.Bu ülkede her yanımız kanunlarla, yönetmelikle sarılmış durumda. Her şey için bir kanun, bir yönetmelik, bir tüzük var. İnanamazsınız, nasıl olmuş da bu konu hakkında bile kanun çıkarmışlar der şaşar kalırsınız. Eee tabi bir de bunun uygulayıcıları var. Tuttu mu o kanunun o maddesinden Nuh der peygamber demez, kanun uygulanır, düzen oturur, Devletin haberi olmadan devletin kanunları harfiyen uygulanır ve “Devletin işi her zaman yürür.”Şimdilerde herkes kanun bilir oldu, kanunu ne kadar iyi bilirsen, gücünü de bilirsin, yetkini de bilirsin, hakkını da bilirsin. İşte bu yüzden Devletin kurumlarında kanunu ne kadar bildiğin ve nasıl uyguladığına göre değişir kişilere verilen önem. Omuzdaki yıldızlar, isminin başındaki rütbe sıfatı hiç önemli değildir. Onlar göstermeliktir. Yaptığın işin kanunu çok iyi bilirsen kimse omzundaki yıldız sayısına, çalışma odanın kapsında isminin altında yazılı sıfata bakmaz. Hala devletin memurları, kanunu uygulayanlar ya da uygulananlar "Bu iş böyle yapılır, ağabeyimizden böyle öğrendik" gibi kulaktan dolma duydukları ile işlerini yürütürler ama bilmezler ki her yaptığı işin kanunda mutlaka bir yeri vardır. Kimisi abisinden öğrenir işin nasıl yapıldığını, kimisi de kanundan. En makbulü kanundan öğrenendir.Hepimiz sporla uğraşıyoruz. Sporun da bir kanunu var. Bilen biliyor, uyguluyor, uygulatıyor. Bilmeyen de kanundan kaynaklanan kararlardan dolayı kararı veren mercileri taraflı davranmakla, insiyatifini kötü kullanmakla suçlar durur. Bu hep böyle süregelmiştir.2004 yılında 5149 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Hakkında Kanun çıktı. Adını herkes bildi ama nasıl uygulanır, kim uygular hep kulaktan dolma bilgiler kaldı spor camiasının aklında. Burada bugün bu kanunu konuşacağız.Her ilde vali veya vali yardımcısının başkanlığında belediye başkanlığı, il jandarma komutanlığı, il emniyet müdürlüğü, gençlik ve spor il müdürlüğü, ilgili federasyon, il sağlık müdürlüğü temsilcileri ve gerekli görülecek spor kulüplerinin yetkilileri ile basın kuruluşlarının ve ilgili kamu kuruluşlarının temsilcilerinden il spor güvenlik kurulu, oluşur.Kurul ayda bir defa olağan ve lüzumunda olağanüstü toplanmak suretiyle il ve ilçelerde yapılacak bütün spor müsabakalarında alınması gerekli güvenlik tedbirlerini belirler.Bu kurul hangi görevleri üstlenir:a) Spor müsabakalarında güvenliğin ulusal mevzuatımız ve uluslararası kurallar çerçevesinde sağlanması amacıyla teknik alt yapının oluşturulmasını ve uzman personelin görevlendirilmesini sağlamak,b) Spor güvenliğinden sorumlu olan kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak,c) Spor müsabakalarında kültürel ve etnik faktörlere dayalı kötü tezahürat ve taşkınlıkların önlenmesine dair tedbirlerin alınmasını sağlamak,d) Haklarında adli veya idari merciler tarafından spor saha ve/veya tesislerine girme yasağı bulunanların, spor tesislerine girmelerinin engellenmesi için gerekli tedbirleri almak, aldırmak,e) 5149 sayılı Kanuna aykırı eylemde bulunanlar hakkında resen veya kendisine gelen şikâyet ve ihbarlar üzerine inceleme yapmak, inceleme sonucunda hazırlayacağı raporu mahallin en büyük mülki idare amirine sunmak,f) Müsabaka alanı ile seyir alanı arasına fiziki engellerin konulmasına veya kaldırılmasına karar vermek,g) Müsabakada görevlendirilecek genel kolluk personeli ile 5149 sayılı Kanunda belirtilen süre içerisinde oluşturulacak özel güvenlik personelinin sayıları ve görev saatini belirlemek,h) Uluslararası federasyonların talimatlarının uygulamaya konulması ve gerekli ek önlemlerin aldırılması konusunda ilgili federasyonlarla işbirliği yapmak.Bu görevlerin genel olarak bilinmesinde yarar var ancak; biz şimdilik sadece bu kurulun kendisine gelen ihbar ve şikâyetler ya da resen verdiği kararlar üzerinde duracağız.Bu kanunda geçen sporda şiddet fiilleri yapanların ve düzensizliği meydana getirenlerin ceza makamı burası. Kurul kendisine gelen ihbar ve şikâyetleri ayrıca en çok kullanılan metod olan polis tutanaklarını bir mahkeme gibi delilleri ile birlikte değerlendirerek karara bağlıyor. Kararlar neticesinde verilen cezalar sahalara girişin yasaklanması gibi cezalar ise konuyu polis takip ediyor, her karşılaşmadan önce bu kurulda alınan karar gereği sahalardan men edilen şahısların kimlik bilgileri ve fotoğrafları turnike kapılarına dağıtılıyor.Karşılaşma deplasmanda olsa bile o yerin emniyeti karşılaşmanın yapılacağı yer emniyetine bu bilgileri gönderiyor. Kurtuluş yok yani Devletin işi yürüyor. Alınan kararda para cezası var ise yine devletin başka bir makamı Maliye devreye giriyor bu sefer. Para tahsilâtı Maliye tarafından yapılıyor, neye göre: Kamu Alacakları hakkında Kanuna göre. Para cezası ödenmediği takdir de icra işlemi başlatılıyor. Kaçış yok.İşte tam burada polisimizin yetkisi ön plana çıkıyor. Polis karşılaşmalarda yaptığı müdahalelerin, işlemlerin yetkisini buradan alıyor. Yani hiçbir zaman polis insiyatifini kullanmıyor, ya da duygusal davranarak birilerini gözaltına almıyor. Yapılan her şeyin kanunda mutlaka bir yeri var. Bunun bilinmesi taraftar ve polis arasındaki iletişimi olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyorum. Peki, nedir bu yasaklar, şiddetli hareketler, düzensizlikler:Spor müsabakalarında satılması, kullanılması ve taşınması yasak olan madde ve cisimlerSpor alanlarında; her türlü silâh, kesici veya delici alet, sis bombası, ses bombası veya maytap gibi patlayıcı, parlayıcı, yanıcı, yakıcı maddeler ile taş, metal gibi fırlatılabilecek veya yaralayıcı nitelikte sert cisim veya tehlike arz edebilecek veya müsabaka düzenini bozabilecek diğer maddeler ile alkollü içecekler ve çevreyi kirletecek nitelikte konfeti ve benzeri cisimler bulundurulamaz ve satılamaz.Bu maddeler ayrıca spor müsabakalarının yapıldığı alanlara ve bu alanlardaki kapalı mekânlara sokulması, saklanması ve bu alanlar içerisinde taşınması veya kullanılması yasaktır.Peki, süper lig müsabakalarındaki sis bombaları, meşaleler nasıl giriyor, neden giriyor. O konunun siyaseti bizi aşıyor, cezamı veririm, meşalemi sokarım mantığı ön planda olsa gerek.Peki, bu şiddettin cezası kaç para?Sayılan bu maddeleri sokan kişilere; dört ay süreyle spor müsabakalarını seyirden men ve yedi yüzeli milyon lira, fiilin tekrarı halinde sekiz ay süreyle spor müsabakalarını seyirden men ve iki milyar beş yüz milyon lira idarî para cezası verilir.Bu maddeleri kullanan kişilere; altı ay süre ile müsabakaları seyirden men ve bir milyar lira, fiilin tekrarı halinde bir yıl süre ile müsabakaları seyirden men ve üç milyar lira idarî para cezası verilir.Tabiî ki bu işin idari boyutu. Bir de adli boyutu var, yani spor alanlarına sokulmak istenen bir tabanca ise, bu konu ayrıca Türk Ceza Kanunu ya da ilgili maddelerinde geçen hükümler gereği işlem yapılıyor.Çirkin ve kötü tezahüratMüsabakanın yapılacağı yerde veya yakın çevresindeki yollarda, meydanlarda, caddelerde veya benzeri yerlerde, toplu taşıma araçlarında, umuma açık diğer mekânlarda ferdî veya toplu olarak, rakip takım ile taraftarlarını, kulüp başkan ve yöneticilerini, antrenörünü ve sporcularını, hakemleri ve federasyon yöneticilerini, müsabakada görev yapan diğer kişileri, söz veya hareketlerle aşağılayıcı, tahrik ve taciz edici kötü söz niteliğinde slogan atılması ve çirkin tezahüratta bulunulması yasaktır.Kısacası en çok karşılaştığımız konu: Tribünde Küfür. Demek ki tribünde küfür etmek yasakmış, ola ki bir gün küfür ederken bir polis kolunuza girip sizi gözaltına alırsa, işte yetkisini buradan alıyor. Yani tribünler bütün bir haftanın iş stresinin atılacağı, deşarj olunacağı bir mekân değil.Spor alanlarının zarara uğraması İşledikleri fiillerle müsabakanın yapıldığı spor alanının zarara uğramasına sebebiyet veren kişilere, altı ay spor müsabakalarını seyirden men cezası ile bir milyar lira, tekrarı halinde bir yıl süreyle spor müsabakalarını seyirden men ve iki milyar lira idarî para cezası verilir. Fiilin ikiden fazla işlenmesi durumunda altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ve beş milyar liradan on milyar liraya kadar ağır para cezası verilir.Sahalarda koltukların sökülerek saha içine atılması, tuvaletler de lavaboların paramparça edilmesi. Bunlar hep bizim gördüğümüz konular.Tabiî ki bir insanı tek başına tribüne bıraksan, tribünlerde başka hiç kimse olmasa ve hadi kır bakalım koltukları, lavaboları desen kesinlikle yapmaz. Vicdanı sızlar ya da korkar. Çünkü tek kişidir, suçun faili bellidir. Ama aynı kişiyi binlerce taraftar arasına koy, koltukları da kırar lavaboları da. Bizzat kafasına kırık koltuk parçaları çok yemiş biri olarak iyi bilirim.İşte bu toplum psikolojisi. Her ne kadar kendini bilen bir insan için karakter eksikliği de olsa bu toplum psikolojisi. Topluluk cesaret verir, topluluk saklar, topluluk güç verir hem de kendinde olmadığı kadar bir güç. Ancak bu her tarafımızı saran kanun bunu da düşünmüş, her şeyi düşündüğü gibi.Kanun der ki:Bu kişi veya kişilerin müsabaka alanı dışına çıkarılmasına, şartlar uygun bulunmadığı takdirde durum her türlü kamera, fotoğraf makinesi gibi teknik araçlarla, tanıkla veya diğer belgelerle tespit edilerek ilgililer hakkında yasal işlem yapılır. Kaçış yine yok.Bu işlem zaten hep böyle yapılır, tribündekiler bilmese de. Her akıllı polis bilir ki, topluluk arasından o an, olayın olduğu dakika adam alınmaz. İşte bu yüzdendir ki biz sporseverler futbol izlerken polis de kamera ve fotoğraf makineleri ile bizi izler. Ola ki bu şiddet gösterilerinden birini yaptınız, maç bitti, evinize gittiniz. Bir gün olmasa bile bir gün mutlaka maçtan sonra bir polis memuru kapınızı çalar.Kanunda yasak çok, ancak öncelikle biz sporseverleri ilgilendiren kısımları bunlar. Tabiî ki kanun sporsever ahlakı, terbiyesi vermez. Verse verse caydırıcı ceza verir, kanunun işi bu.Yapmayalım, sporumuzu kirletmeyelim, sporsever ahlakımızı hep koruyalım. Bu ülkenin sporu böyle gelişir.
Editör
0 Yorum:
Yorum Gönder