13 Ekim 2009

Tribünden Küfür Ettiler, Şikayetçiyim Polis Bey...

POLİS-HAKEM İŞBİRLİĞİ Hakem olarak görev aldığımız müsabakalarda meydana gelen adli olaylarda hepimizin yaptığı farklı uygulamalar bir standart belirlemeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu standardın yakalanamamış olmasının, her birimizi yaşanan olaylarda zor durumu düşürdüğü kanaatindeyim. Polis teşkilatının içerisinde 10 yılını tamamlamış ve halen faal olarak futbol hakemliği yapan biri olarak her iki camiayı da iyi tanımamın verdiği fırsat ile gözlemlerimi aktarmak istiyorum. Müsabaka başlamadan önce müsabaka için görevlendirilmiş polis kuvvetinin amiri veya şefi ile tanışmak ve görüşmek her zaman iyi sonuç verir. Müsabakadan önce saha kontrol edildiğinde güvenlik ile ilgili görülen eksiklikler polis yetkilisine bildirilmesi gerekir. Hakem olarak her ne kadar müsabakanın tek yetkili karar mekanizması olsak da polislerin amiri olmadığımızı, onlara emir yetkisinde bulunmadığımızı bilmemiz gerekir ve polise bunun bilinci ile yaklaşmamız karşılıklı iyi niyeti getirir. Özellikle görüşülen polis yetkilisine “abi, şefim, bakar mısın” şeklinde hitap tarzları yerine sadece “memur bey ya da komiserim” şeklindeki hitap tarzı hem hakemin otoritesini korur hem de sıcak bir iletişimin başlangıcı olur. Bir polis müsabaka öncesinde ve müsabaka boyunca hatta sonrasında güvenlik ile ilgili üzerine düşenleri bilir ancak bir sporcu olmadığı, hakem kadar müsabakalarda oyunun hırsı ile meydana gelebilecek olayları tahayyül edemeyebilir. Örneğin müsabaka öncesinde şüpheli hareketler sergileyen, ateşli silah ya da bıçak taşıyan, saldırgan tavırlar sergileyebilecek kişileri tecrübesi ile fark edebilir ya da öncesinde önlem alabilir. Ancak yedek kulübesindeki teknik direktörün takımı aleyhine penaltı verildiğinde sergileyebileceği saldırgan tavrı ya da müsabakanın son dakikalarında ofsayt şüphesi ile atılacak bir golden sonra oyuncuların hakeme yönelik şiddet girişimini önceden göremeyebilir. İkili ilişkiler çerçevesinde müsabaka öncesinde polis yetkilisi ile memorandum yapılmasında her zaman fayda vardır. Hangi hallerde polisin sahaya girmesini, oyunun ilk yarısı sona erdiğinde ve maç sonrasında hakem korumasının ne şekilde hareket etmesi gerektiği konuşulmalıdır. Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki kanunlarda yapılan 4563 sayılı, 14.04.2000 kabul tarihli ve 24026 numara ile 20.04.2000 tarihinde resmi gazetede yayınlanan değişiklikle, 3813 sayılı kanunun 18.maddesine eklenen fıkra metni aynen şöyle demektedir: “....Ayrıca, Türkiye Futbol Federasyonunun Organize Ettiği Futbol Müsabakalarında Görevlendirilen Hakemler, Müşahit Ve Temsilciler Görevli Oldukları Müsabakalarda Her Saldırıya Maruz Kaldıklarında; Ceza Kanunlarının Uygulanması Bakımından Bunların İşledikleri Suçlarla, Bunlara Karşı İşlenen Suçlarda Devlet Memurlarına İlişkin Hükümler Uygulanır.” Buna göre her ne kadar hakem müsabaka süresince Devlet Memuru statüsünde görev yapsa da, hakemin işlediği suçlar da Devlet Memurunun işlediği suçlar kapsamında değerlendirilmektedir. Bu da Hakemin müsabaka sırasında küfür, hakaret veya şiddet suçlarını işlemesi durumunda normal bir vatandaşın alacağı cezadan daha ağır bir cezaya çarptırılmasını gerektirmektedir. Türk Ceza Kanununda ceza artırımı için şu iki kural konulmuştur. Suçun 1. Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, 2. Kamu görevlisinin Kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hâlinde cezada artırım yapılmaktadır. Buradan anlaşılması gereken şudur ki: Her ne kadar hakeme karşı yapılan sözlü ya da fiili saldırı ilk karşı taraftan gelmiş olsa da, öncesinde veya sonrasında hakemin yapmış olduğu saldırılar da suç niteliği taşımaktadır. Küfür edene küfür ile karşılık vermek, fiili olarak saldırana fiili olarak karşılık vermek hakemin de aynı suçu işlemesi demektir. Bundan dolayı bir hakem kendisine karşı yapılmış saldırılarda eğer karşılık vermemişse şahıstan şikayetçi olması menfaatinedir. Müsabaka sırasında veya sonrasında hakeme karşı yapılan sözlü ya da fiili saldırı sonucunda hakemin polis yetkilisine “ bu şahıstan şu hareketinden dolayı şikayetçiyim” demesi yeterlidir o şahsın gözaltına alınabilmesi için. Her ne kadar kamu görevlisine karşı işlenen suç kamu görevlisinin şikayetine bağlı değil ise de şikayetçi olma ve şikayetten vazgeçme hukuk açısından önemlidir. Polis Kamu görevlisine karşı işlenen suça müdahale etmek zorundadır. Burada hakemlerin farklı uygulamaları yüzünden sıkıntılar yaşanmaktadır. Hakem polis yetkilisine “şikayetçiyim” dediği anda polisin yetkisi başlar. Bu yetki gözaltına alma, gerektiğinde kademeli olarak zor kullanma ve en sonunda silah kullanmaya kadar gider. İşte sıkıntı burada kaynaklanıyor. Hakemin “şikayetçiyim” demesi üzerine bu yetkilerini kullanmaya başlayan polisin yaptığı müdahaleler yasal çerçevede yapılırken, bir çok hakem arkadaşın o şahıs gözaltına alındıktan sonra araya birilerinin girmesi, hatır sahibi insanların telefonla araması gibi sebeplerle şikayetinden vazgeçmesi ile polis zor duruma düşüyor. Polisin yetkisi ortadan kalkmış oluyor ama hakem hala şikayetçi iken şahsa yapılan müdahaleler polis için suç teşkil etmiş oluyor. Polisin o şahsa yapılan müdahaleleri yasal kılabilmesi için hakemin sözlü olarak “şikayetçiyim” dediğini ispatlaması gerekiyor. Burada hakemin verdiği karardan dönmemesi çok önemlidir. En azından şikayetinden vazgeçtiğini polis merkezinde ya da savcılıkta bildirmesi polisi yasal olarak kurtarmaktadır. Hiçbir şekilde şikayetçi olan hakemin olay mahallinde şikayetinden vazgeçmemesi gerekir. Bu durum hakem polis ilişkilerini kötü yönde etkileyecektir. Daha önceki hakemin şikayetinden vazgeçtiğini gören polis görevlileri hakemin şikayetçiyim demesi üzerine yetkisini kullanmasından kaçınmasına sebep olacağı kanaatindeyim. Hakemlere karşı bir güvensizlik ortamı doğacaktır ki spor güvenliği açısından tehlikeli bir durumdur. Şikayetçi olunduktan sonra dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Suç delillerle tespit olunur. Fiili saldırı suçunun en büyük delilleri polis tutanağı, doktor raporu ve tanık ifadeleridir. Küfür ve hakaret suçunun delili ise polis tutanağı ve tanık beyanlarıdır. Polisin tuttuğu olay tutanağında suçun ağırlaştırıcı ve hafifletici sebeplerini tam olarak belirtmemiş olabilir. Polis Merkezinde veya savcılıkta ifade sırasında olaya müdahil olan polis görevlilerinin tanık olarak ifadelerinin alınmasını istemek ve bu isteği ifadeye yazdırtmak çok önemlidir. Bu istek hakemin yazılı ifadesine girdiğinde olaya müdahale eden polis görevlilerinin ifadeleri mutlaka alınır, olay daha netlik kazanır ve hakem lehine delil oluşturur. Ayrıca; yaşanan olaylarda olayı bizzat yaşayan hakem veya yardımcı hakem dışında triodaki diğer hakemlerin olayla ilgili ifade vermedikleri, sadece olaya karışan hakemin ifade verdiği ve yalnız kaldığı görülmektedir. Olayı en yakından gören hakem triosunun, olayla ilgili tanık ifade vermesi çok önemlidir. Özellikle küfür ve hakaret suçunda tanık ifadesinden başka delil olamadığından dolayı hakem triosundan birinin şikayetçi diğer ikisinin tanık konumunda olması hakem lehinedir. Yukarıda belirttiğim hususları hakemlerimizin bir standardı yakalayarak mağdur duruma düşmemeleri, yaşanan olaylarda zorluklarla karşılaşmamaları için kendi gözlemlerimden yola çıkarak aktarmaya çalıştım. Umarım Hakem camiasına bir katkısı olur.. amatorfutbolum

6 Yorum:

Adsız dedi ki...

maç koruması polisin göre4videğildir.polisin asıl görevi tüm milleti korumaktır.genel asayişi sağlamaktır.parti binalarını.para kazanmak için şarkı türkü söyleyenleri.artistleri.korumak ve kollamak türk polisinin görevi değildir.sen parsayı toplayacaksın benim polisim üç kuruşluk maaşla yarı aç yarı tok seni koruyacak.yok öyle yağma.vereceksin silahı.jopu eline kullanıncada suçlu sayıp mahkemelerde süründüreceksin.maçaçıkıyorsan korumanı özel sağla çık.kendine güvenemiyorsn çıkm maça.polis neden sorumlu olsun üstüne elzem olmayan işlerden.Türk polisi üzerinde resmi elbiseyle parti binalarının kapılarından.para kazanmak içindolaşan artistlerin peşinden.stadlarda saatlerce ayakta durup yorulmaktan ne zaman kurtarılacaktır.Polis asli görevine ne zaman dönecektir.tüm mesele bu gerisi lafı güzaftır.

Adsız dedi ki...

Gerçekten elin adamları türlü türlü pislikler yapacak ama sen ona karşı koyuyorsun diye hapislere gireceksin.Ben bu anayasanın ilk önce polislere tanınan ayrıcalık kısmını elden geçirmeleri gerek. Polis hem kurşunların önüne yatsın üstüne birde adam vurdu diye hapise girsin olmaz böyle

Adsız dedi ki...

şimdi ben hakemım ve polısım ama ilk yorumu yapan arkadaş boş konusuyor polısin gorevı asayışı korumak orada o futbol macının yonetılmesı için saglıkle yurumesı için emnıyet sarttır emnıyet sadece hakem için degıl seyırcı için ve futbolcular için ve stat cevresı içinde sarttır oraya polıs sadece hakemı korumaya gelmez ama hakem kımseyı memnun etmeyecegı için potansıyel magdurdur o yuzden hakemı korumak için gelındıgı zannedılıyor ...daha fazla dusunun bence yazarken ayrıca ne alakası var partı onunde nobet tutan unlululerı kloruyan polısın konumuzla :) komıksınız

Unknown dedi ki...

hakem olarak meslektaşım olan hocama katılıyorum.ilk yorumu yapan arkadaş tamamn bilinçsizce bi yorum yapmış.Türk futbolunun da nasıl gerilerde kaldığını böylelikle anlıyoruz.Ayrıca polis orda sadece hakemi korumakla yükümlü değil.tribünlerde birbirine giren vatandaşlar da olabilir nihayetinde..bazı şeyleri lütfen düşünüp de konuşalım..

Adsız dedi ki...

Polisin işinin stadta ya da konserde olmaması demek ilk yorumu yapan arkadaşın işinden olması demektir ki kendi de farkında değil. Neden bu kadar çok polis alınıyor ve de bu tür yerlerde kullanılıyor sanıyorsun!

Adsız dedi ki...

Hakemden özel korumasıyla maça gitmesini ve de kendine güvenmiyorsa maça çıkmamasını salık veren ilk yorumu yapan arkadaş komik olduğunun farkında mısın? Sen polis olarak eğer o stada görevli geldiysen kardeşim paşa paşa futbolcuları da hakemleri de koruyacaksın, senin o günkü görevin odur, beğenmezsen istifa et, ahkam kesme.

Kural18.net Hakem Alışveriş Sitesi