MANİSA: FUBOLDA ŞİDDETİ ÇÖZMELİYİZ…

İlimizde amatör kümelerde mücadelede son virajlara giriliyor. Yaklaşık bir ay sonra süper amatör küme ve birinci amatör kümede 2011–2012 futbol sezonu tamamlanacak. Bunun yanında da ikinci amatör kümenin toplantısı da yapıldı. Ancak 55 takımdan 16 takımın toplantıya katılması da gerçekten çok düşündürücü. Yıllardır ikinci amatör kümenin sıkıntısı da bu. Bu ligin de daha ilgi çekici hale getirilmesi için de ilgililerin de bir şeyler yapma zamanı geldi .

Son haftalarda sahalardaki şiddet ise futbolumuza da gerçekten gölge düşürdü. Hiçbir zaman bu olayları tasvip etmiyoruz. Bu noktada söylenecek en önemli şey ise KAYBETMEYİ KABULLENMEK olmalıdır. Sporun her dalında kazanmak kadar kaybetmek gayet normaldir. Ancak kaybetme anında da sakin olabilmek ve bunun nedenlerini de araştırmak gereklidir Karaağaçlı Belediye –Akselendi Belediye müsabakası ile başlayan ve Ulucami-Akmescit, Sanayi Muradiye Belediye, Karaoğlanlı- Horozköy, Horozköy-İl Özel İdare, İl Özel İdare –Soma Sotes müsabakaları ile devam eden olaylar zinciri artık son bulmalıdır. Burada özellikle son oynanan İl Özel İdare-Soma Sotes müsabakası sonrası yaşananlara ise bir ifade kullanamıyorum. Burada iki kurum takımının müsabakasından sonra ki yaşananları, kırılanları, dökülenleri, küfürleri de zaten yerel basın da hafta başı gündeme taşıdı. Ama hiç yakışmadı diyebilirim.

Şiddet ve kavganın azaltılması için sorunlarımızı ve çözüm yollarını da tespit edebilmek te gerek. Buradan sporun için de yer alan biri olarak bunları da birkaç başlık altında sıralarsak:

1. Sporda kazanma ve kaybetme psikolojisini kabullenebilme. Bunun için de buna uygun karakterdeki sporcu sayısını arttırmak. Bu da alt yapıdan başlamalı.

2. Sporcu tarzına uygun olarak müsabaka öncesi motivasyon verebilme. Müsabaka sırası  sakin kalabilme. Bu konuda antrenör, yönetcilere büyük görev düşüyor.

3.Başarısızlık durumunda başarısızlığın gerekçelerini iyi etüd etme. Basın yoluyla fazla ajitasyon yapmama ve sorunlara gerçek çözüm bulabilme ve aklı selim davranabilme.

4.Şiddet ile hakem döven, antrenör yumruklayan, futbolcu döven, kavga çıkaran, küfür edenve bunu alışkanlık haline getirenlere verilen cezaların caydırıcı olması. Bu konuda zaten kanunların da 30 Mart 2011 tarihinden itibaren yaptırımları var. Ancak futbol ceza kurulunun da bu konuda daha etkin davranması gerekli. Yoksa 1–2 müsabaka ceza alan sporcu bunu alışkanlık haline getirecektir. Bunun da bir anlamı olmayacak ve sporcuyu daha da cesaretlendirecektir.

5.Müsabakalarda polisin ve jandarmanın kameralı çekimlerine devam ettirmesi de caydırıcı olma yolunda önemli olacaktır. Nitekim tesadüfen İl Hakem Kurulu’nun Sanayi-Muradiye Belediye müsabakasını çekmiş olması da olayların çözümünde daha kolaylık sağlamıştır.

6.Müsabakayı yöneten hakem arkadaşlarımızın tutun da, antrenör, yönetici, sporcu ve seyircinin de sporun hep güzelliklerini yaşatabilmesi için var olan hataları en aza indirebilmek amacıyla özeleştiri yapabilmesi ve empati kurabilmesi de gereklidir.

Bunların sayısını da arttırabiliriz. Ancak önemli olan sporun fair –play şeklinde yaşatılması. Bunun için de herkes ve her kesim kendi özeleştirisini de yapmalı. Böyle olursa işler daha da kolaylaşacaktır. Yoksa her kişinin başına bir polis ya da jandarma dikilse ne olur. Önemli olan sakin olarak kendimize oturup sorup ve kendimize cevap vermemiz. Şiddet ve kavga ile ne? Nereye kadar? çözülmüş ki.Bundan sonra daha temiz ve daha güzel günler yaşamak ve yaşatmak temennisiyle ……….

Hepinize İyi Günler.

Muharrem KAZER